Sunday, October 23, 2011

BİR UMUT BAHÇESİ



Sonunda bahçe telimizi aldık, 1,5 dönümlük bahçenin etrafına güçlü kuvvetli arkadaşlarımız tel çevirirken biz de Sefaköy Bir Umut Derneğinin Eğitim Dayanışma grubu ile birlikte ilk uygulamalara başladık. Önce sebze yataklarını yerleştireceğimiz yerleri elle çaplamaya ve toprağı havalandırmaya çalıştık. Toprağı fazla altüst etmeden ufak müdahalelerle iyileştirmeye çalışacağız.


Sonra sebze yataklarının içindeki torağı ağaç talaşı ile karıştırarak malçlama yaptık. Bir yandan kompost için ufak ufak kendi mutfak atıklarımızı ve bahçenin kuru dallarını biriktirmeye devam ediyoruz.


Sefaköy Bir Umut Derneği eğitim dayanışması grubu ve öğrencileri ile birlikte ilk tohumları ektik.Havuç ile soğanları, pancar ile marul ve adaçayını, dereotu ile lahana ve marulları, kişniş ile ıspanakları birarada, tere roka ve kuzu kulaklarını da diğer bitkilere engel olmadıklarından etraftaki yataklara gelişigüzel ektik... Bunu neden yaptık, çünkü bitkilerin birbiriyle dayanışmasını sağlayan ve insan müdahalesini azaltan bir yöntem olan "kardeş bitkiler" prensibini uyguladık. 


Bu sistem biz insanların toprağa müdahalesini ciddi oranda azaltıyor. Bitkilerin birbirine yarayan özelliklerini kullanmayı ve birbirine zarar vermelerini önlemeyi amaçlıyor. Bir kısım (hodan, kadife çiçeği, biberiye, civanperçemi, aynı safa, latin çiçeği, vs) bitkiler yararlı avcı böcekleri çekerek ilaçlamayı ortadan kaldırıyor, diğer bir kısmı da toprağın nemini korumaya ve havalandırmaya yarıyor, vs... Bu konuda detaylı bilgiyi çeşitli sitelerde bulmak mümkün. En hoşumuza giden kısmı bizim işimizi azaltacak olmaları...



Tohumlarımızı Bayramiç ve Karaot tohum takas şenliklerinden ve gittiğimiz köylerdeki eş, dosttan topladık. "Tohum kardeşliği" isminde bir grubumuz var ve artık sertifikalı bir tohum ambarıyız:) Artvin, İzmir, İstanbul, Adapazarı ve Balıkesir'de birçok tohum kardeşimiz var. 


Çocuklar diledikleri gibi sebze yatakları hazırladılar... 


Hep birlikte nispeten temiz bir hava almış, enerjimizi birleştirmiş, ve bahçenin küçük de olsa bir kısmını ekmiş olduk. Birlikten sadece kuvvet doğmuyor, neşe ve umut doğuyor. İlk başta oldukça depresif görünen bahçe bile bir günde bize tropikler gibi görünmeye başladı... 


Önce çocuklar çiğ köfteli dürümleri götürdüler, sonra da biz Serdar abimizin ellerinden öperek, enfes ekmek ve pazılı böreklere, kalan çiğ köftelere yumulduk:) 


No comments:

Post a Comment